ŞİDDET,KAOS ,KORKU !..
Sibel PARMAKSIZ

Sibel PARMAKSIZ

ŞİDDET,KAOS ,KORKU !..

İstanbul Beşiktaş Terör saldırısının acı yankıları sürüyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Cenaze merasimleri yürekleri dağlıyor. Düne kadar tanımadığımız, varlığından haberdar olmadığımız insanların yarım kalan yaşam öykülerini dinliyoruz. Ardında bıraktıklarının çaresiz feryatları içimizi yakıyor, acıtıyor.

Yıllardır terör yüzünden yaşadığımız bu tablo, her seferinde “yetti artık” dedirtiyor. Her seferinde “bu son olsun” diyoruz. Yetti yetmesine de bitmiyor bir türlü.

Toplu ölümlerde kendimize geliyor, tepki veriyoruz lakin her gün hiç sekmeden şehit haberleri gelmeye devam ediyor aslında. Çok acı ama alıştırıldık tek tek ölümlere..

Ne yazık ki, bu toplu katliamların yarattığı ateş soğuduğunda, normal yaşamımıza dönüyoruz. Nerede kaldıysak oraya.. Ve ateş düştüğü yerde yanmaya devam ediyor.

İnsanız netice de ve elbet her şeyi hatırlayamayız ancak yaşadıklarımızın sebebini sorgulamıyor ve de anlamaya çalışmıyorsak, tekrarlarında aynı yerde buluruz kendimizi.

Halkımız bunun sorgulamasını ne kadar yapıyor, yapabiliyor mu?

“Nerden çıktı bu terör belası?” Diyor, ama “neden var?” sorusunun cevabını bilmiyor. Benim de başıma gelir mi? Korkusunu yaşıyor..

Ortalık kan gölüne dönmüşken hayat da devam ediyor elbet. İşsizlik, yoksulluk, geçim derdi çekilmez durumlarda ama bunun hesabı sorulamıyor. Hak arama mücadelesi yapılmıyor, yapılamıyor..

Önceliğimiz elbette ki hain saldırılarda yitirdiğimiz canlar. Doğal olarak buna odaklanıyoruz.

Siyasetçiler; ekonomi, hukuk, insan hakları, kadın şiddeti, cinsel istismar, eğitim gibi alanlarda siyaset üretemez durumdalar zira çalışacakları alan daralmış durumda. Ülkenin birinci önceliği Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin eşiğindeki Türkiye değil, terör saldırıları yüzünden yangın yerine dönmüş bir Türkiye..

Fırat Kalkanı operasyonunda Suriye’deki durumumuz ise epey bi karışık!..

Hal böyle iken, sıcağı sıcağına meclise gelen anayasa değişikliği ve tabi başkanlık sistemi konuşulamıyor. Önemini ve güncelliğini neredeyse yitiriyor..

Yaşamak zorunda bırakıldığımız bu ortamdan kurtulmanın, çözüm yolları aramanın tek yolunun; “neden bu hale geldik?” sorgulamasından geçtiğini atlıyoruz.

Oysa sorunun kaynağı; çözümün de anahtarı olacak, görmüyoruz. Zira şiddet, kaos, baskı, korku perdeliyor gözlerimizi. Kapatılıyor algılarımız ya da neyi görmemiz isteniyorsa onu görüyoruz.

AKP 2002 yılında iktidar olduğunda ülkemizin yine pek çok sorunu vardı elbette ancak terör tamamen bitmişti. Dış ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkilerimizde büyük sorunlar yaşamıyorduk, dahası savaş gibi bir tehditle karşı karşıya değildik.

Bugün; PKK, PYD, TAK, İŞİD, DEAŞ, FETÖ terör örgütlerinin sürekli saldırıları ile sarsılıyoruz. NEDEN?

Ortadoğu batağının içine saplanmış durumdayız? NEDEN?

Cemaat yapılanması tüm kurumlarımızı örümcek ağı gibi sarmış durumda. FETÖ bir türlü temizlenemiyor. NEDEN?

Ülkenin dış borcu inanılmaz düzeyde arttı. NEDEN?

Resmi olarak 6 milyon işsiz var, 2-3 milyon kişi ise iş aramaktan vazgeçmiş durumda. NEDEN?

Çitçi sürünüyor, küçük esnaf neredeyse bitti. NEDEN?

Bu soruları artık halkın sorması gerekiyor. Halkın sormasını sağlamak gerekiyor.

Zira yaşananları olağan karşılamamak soru sormayı başlatacak, perdelenen gözleri, kapatılan algıları açacak ve bir şeyleri değiştirmenin fitilini ateşleyecek…

Sibel PARMAKSIZ

Son Yazılar